Öykü: Üç Derdim Var
"Yağmur, gözyaşından daha çok olamazdı."
Armağan Can
Üç derdim var birbirinden ayrılmaz.
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm.
Karacaoğlan
Bir Ayrılık
Aralıksız yağan yağmur şiddetini iyice arttırmıştı. Adam sileceklerin hızını son seviyeye ayarladı. Küçük kızın gözleri anne ve babasının gözleriyle aynada aynı korkuda buluştu. Yan koltukta oturan kadın endişesini bastırmak için, yağmur berekettir, dedi. Evlerine birkaç yüz metre kalmıştı ki sokaktan sular akmaya başladı. Baba, hemen eve girmelerini söyledi. Arabayı park edip gelecekti. Anne ve kızın el ele tutuşup koşmalarını seyretti. Arabayı bir üst sokağa bıraktı. İki sokağı birbirine bağlayan merdivenin başında dikildi, camda eşini ve kızını gördü. Sonra gelen yağmur sularını, sürüklenen çöp kovalarını, eşyaları, arabaları, hayvanları, insanları gördü. İkiye ayrılan evleri, ikiye ayrılan elleri, ikiye ayrılan aileleri gördü. Yağmur, gözyaşından daha çok olamazdı.
Bir Yoksulluk
Herkesle iyi geçiniyorlar ama bu büyükşehirde geçinemiyorlardı. Baba ortak olduğu işten geriye kalan borçların altında ezilmişti. Yetinmeyi bilen ama yetiremeyen insanların umudunu taşıyorlardı. Gelgelelim yoksulluk, yokluğun ikiz kardeşi, varlığın yanında daha çok göze batıyordu. Tüm yokları toplayıp, kızlarına bir hayat var edebilmek için hayatlarını denk yapıp bir kamyona yüklediler. Yetmeyen zaman, yetmeyen para ile yiten ömürlerine üzülüp yağmurlu bir günde baba ocağına göçtüler. Küçük kasabada büyük bir hayat hayal ettiler.
Bir Ölüm
Baba, ne zaman gözünü kapatsa camdan kendine bakan iki çift göz ile karşılaşıyordu. Çığlık atıyor, sesini duyuramıyordu. Çırpınıyor, kimseye kendini gösteremiyordu. Ellerini uzatıyor, yıkılan evin içinden, akan suların dibinden sevdiklerini çıkaramıyordu. Kendi de bulunduğu kuyudan çıkamıyordu. Kuyunun dibi yoksulluk doluydu. Yokluk, yalnızlık, çaresizlik doluydu. Derelerin yatağında uyuyan, uyanınca öldüren sellerin besini bu kuyulardı. Yağmur sularıyla iştahlanan seller önce ağır ağır, sonra çağıl çağıl akıyor, önüne geleni yiyip yutuyordu. Hayatlar, gözler kararıyordu. Geriye yaşayan ölüler kalıyordu. Hiç yağmurun yağmadığı bir yer yoktur, dedi doktor. Çölde gözyaşlarım sel olmaz, dedi baba.
Comments