top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara

Dışarıdan tamamen iyi görünüp de içeriden çürüyenlere

Yazarın fotoğrafı: Nagihan KahramanNagihan Kahraman

Nagihan Kahraman yazdı: "Kitap tamamen gerçek. Güney Koreli yazar Baek Sehee’nin on yıl boyunca kronik depresyon tedavisi gördüğü sürede psikiyatristi ile olan konuşmalarına yer verdiği kitabı, altı yıl sonra dilimizde okuruyla buluştu."



Depresyon, günümüzde çoğu kişinin dilinde olan bir hastalık ve çoğunlukla da bunun teşhisini insanlar kendisi koyuyor. İnternette okudukları sınırlı bilgilere hatta yaptıkları testlere ve anketlere göre depresyonda olup olmadıklarına karar veriyorlar. Bu çoğunlukla yanıltıcı olabildiği gibi bazen de isabetli bir tespit olabiliyor elbette ancak böyle zamanlarda en güzel yol, bir uzmandan destek almak. Bir de bu alanda faydalanılabilecek kitaplar var tabii ki ama depresyon ve bunalımla ilgili kitaplar genelde kişisel gelişim türünde olduğu için insanlar, bu tarz kitaplara ön yargılı yaklaşabiliyor. Ancak bunu farklı bir bakış açısından ele alan, ismiyle de dikkat çeken bir kitap yayımlandı geçtiğimiz günlerde: Ölmek İstiyorum ama Tteokbokki de Yemek İstiyorum.


Bu kitap, Güney Koreli yazar Baek Sehee’nin kendi hayatından izler taşıyor. On yıl boyunca kronik depresyon tedavisi gören yazarın gerçek kimliğini gizlemeden direkt olarak psikiyatrist ile olan konuşmalarına yer vermesi dikkat çekici. Çevirisini Su Akaydın’ın yaptığı Ölmek İstiyorum ama Tteokbokki de Yemek İstiyorum orijinal dilinde basıldıktan altı yıl sonra edebiyatımızda yerini aldı; İthaki Yayınları’nın markası olan Nova Kitap tarafından Ekim ayında yayımlandı.


Tteokbokki, Asya mutfağına özgü bir sokak yemeği; “acı soslu pirinç keki” olarak da biliniyor. Pirinç keki Türk mutfağında yer almadığı için, kültürümüze uzak bir yemek ancak konunun aslında tteokbokki’yle alakası yok. Kitabın adında geçen cümle, çoğu zaman hissedilen bir duyguyu ifade ediyor; ölecek kadar acı çekmek, çok sevilen bir şeyleri yapmaktan zevk almak ve buna devam etmek. Depresyonda olan birinin çok meşhur bir yemeği de delicesine isteyebileceğini ifade ediyor ki bu, çoğumuzun belki dillendirmemiş olsa da bildiği bir his.


Yazarın “Giriş” kısmındaki samimi ifadeleri de bunu destekliyor:

“En depresif hissettiğim anlarda bile arkadaşlarımın esprilerine gülüyor ama aynı zamanda kalbimde bir boşluk hissediyordum, sonra bu boşluk hissini midemde de duyardım; bu da çıkıp tteokbokki yemek istememe sebep olurdu… Benim sorunum neydi? Ölümüne depresif değildim ama mutlu da değildim, bu iki duygu arasında bir yerde süzülüyordum.” (s.7)

Ayrıca, bu kitap tamamen gerçek. Kurgusal bir metin olmaması ve yazarın direkt olarak psikiyatrist ile olan konuşmalarını diyaloglar hâlinde vermesi bir yandan seanstaymışsınız hissi yaratıp rahatlatırken bir yandan da okunanları yaşadığınız zamanları düşününce rahatsızlık hissi veriyor. Elbette yine yazarın belirttiği üzere bu kitap bir merak üzerine kaleme alınmış; başka insanların nasıl olduğu merakı. “Dışarıdan tamamen iyi görünüp de içeriden çürüyen, bu çürümenin hafif bir ‘iyi olmama’ ama aynı zamanda ‘kahrolmama’ hâlini taşıyan başka insanlar”ın ne yaptığını sorguluyor yazar.


“Giriş” bölümü dışında toplam on beş bölümden oluşuyor kitap ve her bölümün adı içeriğine dair de ipucu veriyor: “Hafiften Depresif”, “İflah Olmaz Bir Yalancı mıyım?”, “Şu Lanet Olasıca Özsaygı”, “İlaçların Yan Etkisi”, “Dış Görünüş Konusunda Obsesif Olmak ve Histrionik Kişilik Bozukluğu” bazıları. Baek’in toplamda on iki haftalık bir süreçte psikiyatristiyle olan konuşmalarını olduğu gibi aktardığı bu metinler, aslında oldukça cesaret de isteyen bir işi temsil ediyor. Bir insanın psikiyatristiyle mahrem denebilecek duygularını görüşmelerde olduğu hâliyle bir kitaba aktarması kolay bir şey değil şüphesiz. İşte tam da bu yönüyle kişisel gelişim kitaplarından kaçan ancak psikolojik de bir eser okumak isteyenlerin beğeneceği türden Ölmek İstiyorum ama Tteokbokki de Yemek İstiyorum.


İçinde danışan ve psikiyatristin insanın kendi dünyasıyla ilgili birçok konuşması, okurlara yepyeni alanlar açıyor. Kitapta bahsedilen meselelerden bir tanesi, “kirpi ikilemi”. Yakınlığa ihtiyaç duyma ile aynı zamanda başkalarını kendinden uzak tutmak isteme çelişkisine bu ad veriliyor. (s.23) Yazarın da muzdarip olduğu yalnız başına olma isteği ile yalnız kalmaktan korkma duygusunun çatışmasında olduğu gibi. Bu durumu yaşamayan, bu ikisi arasında kalmayan insan neredeyse yoktur; bu sebeple kitap, daha ilk sayfalardan okuru kendine çekiyor; adeta okura psikiyatristle konuşan, kendisiymiş izlenimi veriyor. Bir başka mesele, sürekli gözetlenme hissi. Hem fiziksel hem de ruhsal açıdan. Buna giyim tarzı da örnek verilebilir, alınan/verilen kilolar da okul başarısı da kariyer de…


Bunun ele alındığı bölümde ise danışanın yani yazarın psikiyatristle olan konuşmasından çıkarılabilecek en iyi şey, insanın kendini başkalarıyla değil geçmişiyle kıyaslaması gerektiği. Tabii çıkarılacak dersler şeklinde değil eserin anlatımı; danışan-psikiyatrist çizgisinde hep. Ancak yazarın bölüm sonlarındaki ufak yorumları, ele alınan konuyu anlamayı kolaylaştırıyor. Onaylanma arzusu da başka bir mesele. İnsanın başkaları tarafından onaylanması adına yapabilecekleri ve bunun kökteki sebepleri yetkin bir şekilde anlatılıyor. Son olarak bahsedeceğim mesele de “histrionik kişilik bozukluğu”. Kişinin ilgi çekmek adına duygularını ifade etme şeklinde abartıya başvurduğu bir kişilik bozukluğu. Bu da uzun uzun tartışılıyor psikiyatrist ile danışan arasında. Kitapta bu konu ele alınırken adı geçmese de bununla ilgili satırları okurken aklıma Kristoffer Borgli’nin 2022 yapımı Sick of Myself, bizdeki adıyla İlgi Manyağı filmi geldi.


Dediğim gibi her ne kadar bir kişisel gelişim kitabı gibi okura dersler, mesajlar, ödevler, görevler vermese de okurun altını çizecek hatta üzerine düşüneceği çok fazla şey var bu kitapta. Hatta kısacık bir kitap olmasına rağmen -142 sayfa- her bölümden sonra durmak , ara vermek ihtiyacı doğduğundan bu kitabı bir çırpıda bitirmek mümkün değil. Bu konulara merakı olanların özellikle ilgisini çekecek bir kitap, Baek Sehee’nin Ölmek İstiyorum ama Tteokbokki de Yemek İstiyorum’u. İyi okumalar!



ÖLMEK İSTİYORUM AMA TTEOKBOKKI DE YEMEK İSTİYORUM

Baek Sehee

Nova Kitap, 2024

Çeviri: Su Akaydın

Tür: Psikoloji

144 s.

Comments


bottom of page