Öykü: Sıkboğaz
"Naz öğretmenin derste çok daldığını söyledi. Bir psikoloğa gösterelim seni... Dikkat dağınıklığı olabilir. Dalgın ve dikkatsiz değilim. Naz çay koysana kızım. Üşüdük, ısınalım. İç ısıtıcı değilim."
Nurdan Şallı
“Aklından bir isim tut.”
“Hazan.”
“Fazla melankolik.”
“Sondan üç harfi Naz. Nasıl?”
“Bu güzel işte.”
“İnsan isminin anlamını taşır derler. Ya nazlı olursa?”
“Olsun canım, ne olacak.”
“Katlanabilir miyiz dersin?”
“Katlanırız bir şekilde.”
“İyi o zaman. Naz olsun.”
“Naz! Kulağa hoş geliyor.”
İsmimi böyle koymuşlar. Ben doğmadan üç gün önce. Gelişigüzel, anlık. Karşılıklı çay içiyorlarmış, mevsim de sonbaharmış. Nasıl biri miyim? Soruyu düzelteyim. “Onların gözünde nasıl birisin?” diye sormalıydınız. Naz! Deden seni istiyor, azıcık konuş. Naz’ım, yavrum, nazlı kızım... Nazlı biri değilim. Hiç. Halini hatırını sor, ne susuyorsun. Gülsene kızım, hep fotoğraflarda somurtuyorsun. Suratın kireç gibi. Hasta mı oldun? Güleç değilim. Uzaktan donuk ve sevimsiz görünürüm. Naz gel, sırtımı kaşı. Çok kaşınıyor. Hah şuraları da iyice kaşı. Kaşıntı giderici değilim. Uzun zamandır zihnimdeki mini katı parçacıklarla yaşıyorum. Anlayacağınız üzere kaşıntının kendisiyim.
İsmimi değiştirmek için mahkemeye başvurdum. Yakında Naz’la vedalaşacağım. Artık kimse Naz’la başlayan emir cümleleri sıralayamayacak. Toz parçacıkları yok olacak. Naz öğretmenin derste çok daldığını söyledi. Bir psikoloğa gösterelim seni... Dikkat dağınıklığı olabilir. Dalgın ve dikkatsiz değilim. Naz çay koysana kızım. Üşüdük, ısınalım. İç ısıtıcı değilim. Eşitsizlikleri karıştırdığın için öğretmeninle konuştum. Bire bir matematik dersin var yarın okuldan sonra. Haberin olsun. Kümeleri severim. Eşitsizliklere ve üç harfli isimlere tahammül edemem. Ada, Ela, Gül, Nil, Naz... Hepsi üç harfli. O yüzden onları eledim. İki yüz elli gün sonra her şey değişecek.
Naz çekyatın üstünde zıplayıp durma! Kaç para verdik, bozulacak. Zıp zıp çekirgeli masrafsız oyunları severim. Naz bak ne diyeceğim. Yazılımcı mı olsan? İyi para var bu işte. Yazılımcı ne alaka be adam... Bence doktor olamayacaksa diş hekimi olsun. Para da var mevki de. Klinik açarız, kendi dişlerimizi de yaptırırız. Ben ne diş hekimi, ne doktor, ne yazılımcı, ne Naz olmak istiyorum. Sana bu ışıltılı elbise, bu porselen makyaj çok yakıştı. Işıltı ve makyaj sevmem. Mezuniyetin gözdesi sen olacaksın. Sivri topuklularla yürüyebileceğine emin misin? Mezuniyet balosuna gitmedim. Balolar, partiler içimi şişirir. Gökyüzünün en parlak yıldızı Sirius gibi ortada ışıldamaktansa ölmeyi tercih ederim. Dur kızım saçını düzelteyim. Böyle salkım saçak üniversiteye gidilmez. O daima süslüdür. Ben süssüz.
Bilgisayar mühendisliğini kazandım. O sevinçten uçtu. O neden diş hekimliği değil diye saçlarını yoldu. Nazar var sende nazar... Gel naz yapma da kurşun döktürelim...
Beş ay sonra ikinci celsede ismim değişecek. Kızım karşı komşunun oğlu helal süt emmiş, efendi, üstelik senin gibi mühendis, evine sadık... Seni onunla baş göz... Edemediler. Fazla nazlıymışım. Biricik kızım var benim. Onun da mürüvvetini görmeden bu dünyadan göç edemem. Yuvanı kur artık, gözüm arkada kalmasın. Kaldı. Mahkeme günü geldi çattı. Naz baban senin yüzünden öldü. Mürüvvetini görmeden... Hele son yaptıkların… Yukarıda izah edilen nedenlerle “Naz Şenel” isminin “…... Şenel” olarak değiştirilmesine karar verildi. Fazla nazdan beni de kanser ettin. Yeni ismime gelince… Onların yaptıkları gibi aklımdan isim tuttum. Naz aklını mı kaçırdın sen?! Beş harfli. Başımıza yeni icatlar çıkarma! Değişken, serbest, anlık. Böyle saçma bir şey yaparsan sana analık hakkımı helal etmem. Etmedi. Bir daha eski ismimi anmadı. İşte ismimi böyle seçtim.
Comments